Lübnan Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz kıyısında bir Arap ve Ortadoğu ülkesidir. Başkenti Beyrut'tur. Tarihteki Fenike uygarlığının vatanı Lübnan ve kıyılarıdır. Kuzeyinde ve doğusunda Suriye, güneyinde İsrail yer alır. Yüzölçümü 10,452 km², nüfusu 3.874.050 'dir. Nüfusu %68.7 Müslüman (Şii ve Sünni), %30 Maruni kökenliHıristiyan'dır. Lübnanın resmi dili Arapçadır.
Lübnan SorunuLübnan, karışık dini yapıya sahip bir devlet olmasına rağmen sosyal yapının gerektirdiği politik dengenin kurulmasıyla, Ortadoğu'nun en düzenli ve yaşam koşulları oldukça yüksek olan ülkelerinden biri idi.
Ülke istikrarı, Arap-İsrail çatışması sonucu Lübnan'a gelen Filistinliler'in çoğalmasıyla bozulmaya başladı. Özellikle 1970'lerden itibaren Müslümanlar, demografik üstünlüğü elde ettiler ve bu üstünlüğü egemenlik faktörüne yansıtarak ülke yönetiminde Hristiyanlar kadar söz hakkı alma mücadelesine başladılar. Sonuçta; ülkede başlayan Müslüman- Hristiyan mücadelesi, 13 Nisan 1975'den itibaren iç savaşa dönüştü.
1975-1991
Lübnan İç Savaşı; Lübnan, Suriye, Mısır, Kuveyt ve Suudi Arabistan devlet başkanlarının 17-18 Ekim 1976'da Riyad Toplantısında aldıkları kararlarla yeni bir boyut kazandı. Bu antlaşmanın üç ana unsuru şöyle idi:
a. Lübnan'da 21 Ekim'den itibaren ateşkes yürürlüğe girecek ve savaşan taraflar, 1975 Nisan'ından önceki hatlara çekileceklerdir.
b. Lübnan için 30. 000 kişilik bir Arap Barış Gücü teşkil olunacaktır. Bu güç esas itibari ile Suriye askerlerinden oluşmuştur.
c. FKÖ gerillaları Lübnan'da kalmaya devam etmekle beraber, Lübnan'ın egemenlik ve güvenliğine saygı göstereceklerdir.
Bu sonuncu şartı birçok FKÖ gerillası kabul etmedi. İsrail de bunu bildiğinden, Litani nehrine kadar olan Güney Lübnan topraklarını kendi kontrolü altına alıp, bu toprakları kendisi için "Güvenlik Bölgesi" ilan etmiştir.
İsrail kuvvetleri daha sonra Beyrut'u kuşattılar ve bunun sonucunda, Filistin Kurtuluş Örgütü Lübnan'ı terk etmek zorunda kalmıştır. FKÖ unsurları, Lübnan'a çıkan Amerikan, Fransız ve İtalyan askerlerinden oluşan 2. 000 kişilik Barış Gücü himayesinde, 21 Ağustos 1982'de Beyrut'tan ayrıldılar.
FKÖ'yü Lübnan'ı terke muvaffak olan İsrail, 1985 yılında kademeli olarak bölgeden çekilmeye başladı, İsrail'in çekilmesi Müslüman - Hristiyan mücadelesini tekrar başlattı. Bunun üzerine, Suriye Lübnan'a müdahale etmek için harekete geçti. Ayrıca, İran da dolaylı olarak müdahaleye katıldı. 1989 yılı sonlarından itibaren ise, FKÖ tekrar Güney Lübnan'a yerleşmeye başladı. Sonuç olarak; 1970 yılında başlayan Lübnan sorunu ve 1975 yılında başlayan Lübnan iç savaşı, çeşitli aşamalardan geçti. İç savaş Lübnan'da çok ağır maddi hasara ve can kaybına yol açtı. Savaş 1991 yılında resmen sona erdiğinde Lübnan ve Beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150.000 Lübnan'lı can vermişti. 1992 yılından itibaren İsrail ile FKÖ arasında başlayan olumlu gelişmeler üzerine de olaylar şiddetini kaybetmeye başladı. Fakat, Lübnan, 1976 Riyad Antlaşması ile bölgeye 30 bin kişilik bir askeri güç göndermeye muvaffak olan Suriye'nin belirli ölçüde eyaleti durumuna geldi. Ancak 2005 yilinda patlak veren ve Basbakanin da olmesiyle sonuclanan kriz sonrasi bir cok askerini geri cekmistir.
12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan 2006 İsrail-Lübnan Krizi'nde İsrail’in hava saldırıları sırasında Lübnan ve Beyrut kenti, özellikle güney kısmı ağır hasar görmüştür.
Türkiye-Lübnan İlişkileriLübnan eski bir Osmanlı toprağı olmasına karşın 20. yüzyılda ilişkiler çok sınırlı kalmıştır. Son dönemde Türkiye, Lübnan ile olan ikili ekonomik ilişkilerini arttırma gayreti içindedir. 2006 yılında 1 milyar dolarlık bir ilk hedef belirlenmiştir. Bu hedefe 3 yıl içinde ulaşılması öngörülmüştür. Lübnan 2001 yılında Sözde Ermeni Soykırımı'nı tanımıştır ve tanıyan tek müslüman ülkedir.